Chiatura görmeden olmaz diyeceğimiz bir yer değil. Fakat yaşaması oldukça güzel bir deneyim. 1950’li yıllardan kalan, buram buram tarih ve nostalji kokan teleferiklere ücretsiz bir şekilde binmek, dünyanın pek fazla yerinde yaşanacak bir şey değil.
Chiatura sahip olduğu maden yatakları sebebiyle Sovyetler zamanında sanayi şehri haline gelmiş ve fabrikalar kurulup hem tren ağı hem de teleferik anlamında yatırımlar yapılmış. Teleferiklerin asıl yapım amacı madenlerde çalışan işçilerin rahat bir şekilde işe gidip gelmesini sağlamakmış. Şuanda teleferiklerin bir kısmı işlev görüyorken, kimisi de atıl durumda. Haritayı açıp Chiatura’ya baktığınızda bir sürü teleferik ağı göreceksiniz, benim de gitmemi tetikleyen en önemli şey buydu. Ama şehir yalnızca bundan ibaret değil. Gürcistan’da gördüğüm en etkileyici kiliselerden birisine de ev sahipliği yapıyor. Her ne kadar Gürcistan’da kiliseye doyup biraz isteksiz gitsem de son derece mutlu bir şekilde ayrıldım.
Chiatura meydana geldiğinizde, kafanızı kaldırınca hatları göreceksiniz. Hareket ettiğini gördüğünüz bir tanesinin başladığı noktaya gidin ve kabine oturup operatörün teleferiği hareket ettirmesini bekleyin, hepsi bu. 🙂 Teleferikler eski olduğu için içerisi de biraz farklı; kapıları, içerisindeki telefon, oturakları, defalarca boyandığını gösteren boya katları… Her şey enteresan ama çok güzel. Dünyanın kaç yerinde teleferikle giderken kafanızı camdan çıkartabilirsiniz ki? Burada teleferiğin penceresi var ve aşağıdaki manzara gerçekten görmeye değer. Teleferiğin tam bir çalışma çizelgesi var mı bilmiyorum. Çünkü biz iniş için istasyona gittiğimizde operatör teyzenin gelmesini epeyce bekledik.
Mgvimevi Kilisesi:
Merkezde dolaştıktan ve teleferiği tecrübe ettikten sonra Mgvimevi Kilisesine gidebilirsiniz. Çok yakın değil ama arabaya binilecek gibi de değil. Yolda giderken haritadan kontrol etmekte fayda var. Çünkü kiliseye çıkan merdivenler çok belirgin değil ve evlerin arasında kaldığı için dikkatinizden kaçabilir. 8. yüzyılda inşa edilen daha doğrusu oyulan kilise aslında geniş bir mağara. Ayrıca içinde iki farklı yapı da bulunan kiliseyi görmeden kesinlikle dönmeyin.
Khatski Pillar:
Kilise gezinizi de tamamladıysanız geriye yapmanızı tavsiye ettiğim ve yine çok ilginç olan bir şey daha kaldı. Chiatura’dan 13 km kadar uzaklıktaki Khatski Pillar. 40 metrelik bir kayanın üzerine yapılmış enteresan bir kilise. Gürcistan’da her türden ilginç kilise bulmak mümkün sanırım. Chiatura’dan minibüsle bu kiliseye gitmek mümkün. Şuanda kilisenin üzerine çıkmak mümkün olmasa da belki siz gidene kadar uygulama değişir. Ama çıkamasanız dahi gidip görmek bile yeterli.
Chiatura Ulaşım:
Kutaisi’nin neredeyse tüm ulaşım ağı aynı noktadan başlıyor. Kutaisi II tren garının yakınındaki Mc. Donalds’ın oradan minibüse binebilirsiniz. Yalnız meydandaki Mc. Donalds ile karıştırmayın. Ben karıştırdım, az daha uçağı kaçırıyordum. Gerçi kaçırmasam da uçak iptal oldu ya neyse 🙂 o başka konu. Fiyatı yaklaşık olarak 6-10 Lari aralığında. Tiflis’ten ulaşım sağlamak isterseniz orada da Didube’ye gitmeniz gerekiyor. Özgürlük meydanından metroya bindikten 6 durak sonra varıyorsunuz. Ayrıca Didube’yi alışveriş için de kullanabilirsiniz. Meyve sebzeler Tiflis’e oranla 5-6 kat daha ucuzdu. Tiflisten de ulaşım aşağı yukarı aynı fiyat seviyesinde.
Konaklama:
Konaklama konusuna gelecek olursak, fiyat sormadım ama meydanda yürürken bir hostel tabelası gördüm. Yani en azından kalacak bir yer olduğunu biliyoruz. Siz kalmayı düşürseniz detaylı hostel araştırmasını booking’den yapabilirsiniz.
Günübirlik bir gezi olarak plandığımız Chiatura turumuzu yukarıda saydığım yerleri ziyaret ederek tamamladık ve hava kararmaya başlarken otostop çekerek geri dönüş yolunu tuttuk.