Bakü’ye gittiğinizde şaşırmaya hazır olun. Büyük bir şehre gittiğimi biliyor olmama rağmen gördüklerim yine de beni oldukça şaşırttı. Bakü son derece düzenli, sistemli ve gelişmiş bir şehir. Üstelik gidilecek onlarca farklı nokta var ve burada birçok şehri bir arada göreceksiniz. Bakü’ye gitmeden evvel yapmanız gereken ilk şey vize almak. Vize süreci hakkında yazımdan destek alabilirsiniz. Bu yazı biraz uzun bir yazı olacak. Çünkü neredeyse bütün Bakü’yü bilinmesi gereken tüm noktalarıyla beraber anlatacağım.
Nizami Sokağı:
Şehrin kalbinin attığı nokta burası. Tüm mağazaların, onlarca kafenin, restaurantın, etkinliklerin, sokak müzisyenlerinin ve insanların olduğu sokak burası. Cadde boyunca ara sokaklarda dahil olmak üzere tüm ihtiyaçlara cevap verecek mağazalar var. Burası benim sevdiğim bir sokak değil çünkü bu sokağa girmek alışveriş demek, yani masraf demek. 🙂
Kız Kalesi:
Bakü ’de modern şehir yaşantısı ve binaların dışında bir de eski yerleşim yeri var. İçerişehir dedikleri eski yerleşim yeri buranın tarihi yüzü. Geziye buradan, hatta kız kalesinden başlayabiliriz. Ana yoldan bu kaleyi fark etmemek mümkün değil. 3000 yıl öteden kaldığı tahmin edilse de tam olarak kim tarafından ve ne amaçla yapıldığı bilinmiyor. Ayrıca eskiden denizin kenarında olan bu kale, yıllar içinde Hazar Denizinin çekilmesiyle içerde kalmış durumda. Kaleye girmek isterseniz de 12 Manat karşılığında girmeniz mümkün. Ben girmediğim için içerisi hakkında bilgi veremeyeceğim.
İçeri Şehir:
Kaleden itibaren şehre girdikten sonra arka tarafında mimarisinden kendini ele veren bir hamam bulunuyor. Bu içerişehirdeki tek hamam değil. Daha karşılaşacağınız başka hamamlar da olacak. İçerişehir çok büyük bir yer değil ve özgürce keşfederek gezebilirsiniz. Herhangi bir gidilecek yer sıralaması vermeyeceğim. Özetleyecek olursam, gidebileceğiniz bir kervansaray var ve girişi 10 Manat. Kervansaray’ın biraz aşağısında minyatür kitap müzesi var, son derece ilginç bir yerdi ve giriş ücretsiz. Kitap müzesinden 50 metre ileride Bakü’nün ünlü gazel şairinin heykelini göreceksiniz. Heykelin saçlarını incelemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Ayrıca bu noktada bir çıkış kapısı göreceksiniz, yalnızca bilgi amaçlı söylüyorum, o kapıdan çıkarak içerişehir metrosuna ulaşabilirsiniz. İçerişehir’de bir de bir sanat atölyesinin duvarına yapılmış meşhur bir kaplan illüstrasyonu var. Önünde mutlaka her zaman fotoğraf çekilen birilerini görebilirsiniz.
İçeri Şehirde yemek yemek isterseniz Qaynana restaurantı önerebilirim. Fiyatlar ucuz değil fakat kabul edilebilir. Yemeklerin lezzeti ve hizmet tatmin edici.
Çay kahve içelim derseniz de Çay Bağı kafeyi tercih edebilirsiniz. Yine aynı şekilde ucuz olmasa da kabul edilebilir. Nihayetinde pahalı bir şehrin en turistik noktasındasınız.
Küçük Venedik:
Sahil tarafından kız kalesi sağınızda kalacak şekilde yürürseniz küçük Venedik’e ulaşacaksınız. Bakü’de birçok şehri bir arada göreceksiniz demiştim. Onlardan ilki burası. 3 Manat karşılığında 7-8 dakika süren bir tekne turu yapabilirsiniz. Görecek herhangi bir şey vaat etmiyor ama farklı bir aktivite seçeneği sunuyor.
Halı Müzesi:
Venedik’ten biraz ileride kıvrılmış halı şeklinde çatıya sahip müzeye ulaşacaksınız. Kaldığım o kadar süre boyunca gitmek için Pazartesiyi seçince kapalı olan müzeye giremedim. Giden arkadaşlarıma sorduğumda ilgi çekici olduğunu söylediler. Giriş ücreti 7 Manat.
Opera Binasına Benzeyen AVM:
Bu alışveriş merkezinin adını bilmiyorum 🙂 Ama Sdyney opera binasına olan benzerliğiyle dikkatinizi çekmemesi mümkün değil. Nedir diye merak edenler olacağına emin olduğum için yazıda yer vermek istedim. Ben gittiğimde açık değildi. Belki siz gidene kadar açılır. Ama ateş pahası olacağına eminim.
Bakü Eye:
Venedik ve Sdyney’den sonra Londra’ya ulaştık bile. AVM’nin ilerisinde oldukça büyük bu dönme dolabı göreceksiniz. Kötü hava şartlarında çalışmayan dönme dolaba biniş ücreti 5 Manat.
Bayrak Meydanı:
Tacikistan’da 3 metre daha yükseği yapılıp, ünvanı elinden alınana dek, dünyanın en büyük bayrağının dalgalandığı bayrak meydanında ben gittiğim sıra çalışma vardı. Dolayısıyla bayrak da direk de ortalıkta yoktu. Normalde 162 metre yüksekliğindeki direkte 70×35 metre boyutlarındaki Azerbaycan bayrağı dalgalanıyor.
Cyrystal Hall:
Şehirdeki büyük konserlerin ve etkinliklerin yapıldığı alan. Burayı görmeseniz de olur ama mimarisi ilgimi çektiği için ben gidip görmek istedim. Üstelik hem gece hem de gündüz gittim. Gecesi bence daha güzeldi. Sürekli dış ışıklandırmaların rengi değişiyordu ve izlemesi çok keyifliydi. Ayrıca buranın araç otoparkından şehir de çok güzel gözüküyor.
Flame Towers:
Şehrin hakim tepelerinden birine konumlandırılan üçüz kuleler gece olunca yanmaya başlıyor. Alev gibi dalgalanan ışıklandırmalar zaman zaman bayrak sallayan insanlara, bazen de Azerbaycan bayrak renklerine bürünüyorlar. Şehrin birçok noktasından görebileceğiniz kuleler, bence en güzel dağ üstü parktan gözüküyor.
Dağ Üstü Park:
Şehri tepeden görebileceğiniz en güzel nokta burası. Yürüyerek çıkabileceğiniz gibi finikülerle de çıkabilirsiniz. Finikülere halı müzesine giderken önünden geçeceğiniz alt geçitten geçerek ulaşabilirsiniz. Manzaranın gecesi de gündüzü de ayrı güzel. Hemen arkasında da Flame Towers yer alıyor. Bu parka gittiyseniz manzarayı izleyip geri dönmeyin. Daha görmeniz gereken yerler bitmedi. Azerbaycan’ın şehitler için yaptırdığı anıt ve daimi olarak yanan ateş de bu parkta yer alıyor. Ayrıca Kafkas savaşı sırasında Azerbaycan topraklarının işgalden kurtulmasına yardım ederken şehit olan Türk askerleri için yaptırılmış anıtı da ziyaret etmenizi öneririm.
Hacı Zeynel Abidin Tagiyev Müzesi:
Hacı Zeynel Abidin fakir bir insanken Bakü ’de bol bol çıkan petrol Zeynel Abidin’in arsasından da çıkmış. Bu petrolün çıkartılmasıyla zengin olduktan sonra “Ben oldum.” deyip diğer insanları unutmamış. Vatandaşlar için onlarca faydalı yatırım yapan Zeynel Abidin’in evi daha sonraları müzeye dönüştürülmüş. Bir rehber eşliğinde Azerbaycan tarihini, ülkede yaşanmış tüm olayları öğreniyor ve eserleri görüyorsunuz. Buraya gitmek benim için gerçekten çok faydalı olmuştu. Zaten gittiğim tek ücretli müze de burasıydı. Giriş ücreti: 10 Manat
Haydar Aliyev Müzesi:
Bakü ’nün en önemli ziyaret noktalarından birisi burasıdır desem yanılmış olmam sanırım. Bu kadar önemliyken benim gitmemiş olmam da epey garip sanırım. 🙂 Ama gitmedim… O yüzden çok detaylı bilgi veremeyeceğim ama siz gidin. Haydar Aliyev müzesine gitmeden Bakü gezisi yapmak hayli ilginç… (:
Bakü’de Nerede Yenir:
Gelelim en sevdiğim mevzuya, yemek içmek… Burada markette etin etiket fiyatı hariç hemen hemen her şey İstanbul’dan pahalı. Önce bu bilgiyi verdikten sonra nerelere gidebilirsiniz listeleyelim.
-Firuze Restaurant
-Nergiz Restaurant
Bu ikisini daha çok kültürel yemekler için tercih edebilirsiniz.
-Köz Resturant: Döner, tantuni gibi ekmek arası atıştırmalıklar için en iyi seçenek.
-Café City: Hem yöresel hem de dünya mutfağından yiyecekler için tercih edebilirsiniz.
Bir de Qutap dedikleri bizim gözlemeye benzeyen ama farklılıkları olan yiyeceği deneyebilirsiniz. Benim denediğim bir yer vardı ama adını ve yerini maalesef hatırlayamadım.
Dikkat Edilmesi Gerekenler ve Genel Bilgiler:
-Bakü’de karşıdan karşıya geçerken yaya geçitleri, alt geçitler ve ışıkları kullanın. Sokağın herhangi bir yerinden geçmek yasak ve cezası var.
-Devlet binalarının ve metronun fotoğraf ve videosunu çekmek yasak.
-Metro ve otobüslere binmenizi sağlayan kartı metro girişlerindeki makinelerden 2 Manat karşılığında alabilirsiniz.
-Şehrin meydanlarında ücretsiz internet var.
-Taksi için Yandex Taksi uygulamasını kullanın ve Londra taksisi gibi olan taksileri kullanmayın. (Para sorun değil diyorsanız elbette kullanın.)
Bakü’ye Ulaşım:
Türkiye’den geliyorsanız en mantıklı seçenek uçak. Yakın zamanda gördüğüm bazı kampanyalarla 450 TL’ye gidiş dönüş almak mümkündü. Bu civardaki biletleri ucuz olarak değerlendirebilirsiniz. Havalanından merkeze 1.5 Manat karşılığında büyük otobüslerle ulaşım sağlayabilirsiniz.
Eğer halihazırda bir tur yapıyorsanız Tiflis’ten 13-14 saat süren tren yolculuğuyla gelebilirsiniz. Fakat sınır geçişi karayoluna göre biraz daha uzun sürüyor ve xray olmadığı için çantalarını açıp göstermek zorundasınız. Tren fiyatı yaklaşık 20 dolar.
Great post! We will be linking to this great content on our site. Keep up the good writing. Pepita Cobb Hibbert