Doğu Beyazıt’tan ayrılarak Kars yolculuğuma başlamak için şehrin çıkışına gelmiştim. Bir sürü araba geçmesine ve birçoğu 50-60 km ilerideki Iğdır’a gidiyor olmasına rağmen, anlam veremediğim şekilde kimse durmuyordu. Vakit geçtikçe otostop şeklimi değiştiriyor, yürüyor, zıplıyor, değişik hallere giriyordum. Uzunca bir bekleyişten sonra nihayetinde asker Mevlüt abi durdu ve onunla beraber Iğdır’a gitmeye başladık. Önce Iğdır sanayiye uğradık daha sonra da merkeze gidip bir şeyler yedik ve hayatlarımız üzerine uzunca konuştuk. Çok keyif aldığım, yolda olma amacıma riayet ettiğim bir gün geçirdiğim için son derece mutluydum.

Couchsurfing’den Ev Bulmanın Hayreti İçindeyim:

Mevlüt abiden ayrıldıktan sonra bir kafede internet ve elektrik bileşenlerini sağlayıp bilgisayarda çalışmaya başladım. Bu esnada da couchsurfing* üzerinden civardaki birkaç kişiye mesaj atarak, kalmamın uygun olup olmayacağını sordum. Özellikle ülkemiz başta olmak üzere, tüm dünya genelinde bu sistem üzerinden kalacak yer bulmakta çok zorlanıyorum. Çekinmeden ve rahatlıkla söyleyebilirim ki burada kadınlara pozitif ayrımcılık yapıyorlar. 🙂 Çalışmama devam ederken saat 9 civarında mesajıma dönen İsa Hoca isteğimi kabul ederek evine davet etti.

Akşamı, Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim görevlisi olan İsa Hoca’da güzel sohbet, çay ve kahve eşliğinde geçirdim. İsa Hoca’dan edinebileceğim çok değerli bilgiler ve bakış açısı olduğuna inanarak ondan alabileceğim güzellikleri almaya çalıştım. Umarım bir gün yine karşılaşma şansı yakalarız.

Kimliğini Göstermeden Otostop Çekemezsin!

Sabah olduğunda hocayı uyandırmadan evden çıkarak, Kars yoluna kadar 3-4 km boyunca yürüdüm. Bekleyişim işte yine başlamıştı. Dakikalar birbirinin üstünden geçiyor ama kimse durmuyordu. Uzunca bekleyişten sonra bir abi durdu ve kimliğimi görmek istediğini söyledi. Bana garip gelen bu isteği geri çevirmeyerek çıkartıp uzattım. Baktıktan sonra, tamam gel, dedi. İşte bu tavır ve daha sonra söyledikleri uzun bekleyişlerimin sebebini açıklıyordu.

Buralar Afgan göçmenlerin ve kaçakların geçiş bölgesi olduğu için arabaya Afgan almak yasakmış. Hükümet bu kaçak akının önüne geçebilmek için böyle bir önlem almış. Alan aracın taksi veya otobüs olması fark etmeksizin insan kaçakçılığı kapsamında değerlendiriliyor ve insanların başı derde giriyormuş. Abi bana uzun uzun “Seni kimse almaz, bu sakalınla şapkanla sen de Afgan gibisin, gel seni otogara götüreyim.” dediyse de gerek yok diyerek yolumuzun ayrıldığı noktada indim. Durum yine aynıydı. Artık kimliğimi çıkarttım ve arabalara göstererek Türküm! Türküm! diye bağırmaya başladım. Ama nafileydi…

Bekleyişim esnasında bir taksi durdu, bu her zaman her yerde olan bir şey. Yolcusu da vardı ve Kars ’a gittiklerini beni de götürebileceklerini söylediler. Teşekkür ederek gerek olmadığını ve otostop çektiğimi söyledim. Ama onlar da kimsenin almayacağını, 20tl karşılığında gidebileceğimi söylediler. Fiyat makul gelince bekleyişimin anlamsız olduğunu düşündüm ve kabul ederek onlara katıldım.

Taksi Camından Kasvetli Kars Yolculuğu

Takside Zurna Eşliğinde Yolculuk:

Böylece yolculuğumun başından beri ilk defa şehiriçi minibüslerden sonra uzun yol için para ödemiş oldum. Zurnacı olan diğer yolcu, yolun bazı kesimlerinde zurnasıyla bize şarkılar çaldı ve artık sararmış olan çayırları izleyerek keyifli bir şekilde yolculuğumuza devam ettik.

Kars Yolculuğumuzun Ses Getiren Zurnacısı 🙂

Bir noktada şoför, “Tamam ağzın yorulmuştur, dinlen sen, düğüne gideceksin.” dediyse de zurnacı kardeşim alt metni anlamayarak “Yok abi, sabaha kadar da çalarım.” diye ısrarcı oldu. Ama bir şekilde taksici zurnacıyı gönlünü kırmadan susturdu. Zurnanın küçük alanda çalmak için epey sesli bir alet olduğunu orada öğrenmiş oldum.

Böyle keyifli bir yolculuk ve diyalogla Kars ’a vardık. Taksi durağına varınca da çay içmeye davet ettiler. İnsanlarla kurabileceğim her diyalog fırsatını değerlendirmek istediğim için içeri girip onlarla biraz lafladım. Epey kafa adamlar olan bu insanlarla sohbet gerçekten çok keyifliydi. Çok daha uzun süreler bile onlarla kalabilirdim. Ama nihayetinde bir noktada ayrılmamız gerekiyordu.

Kars ’ta ilk gece için kalacağım yer belliydi. Uzun zaman sonra akşam nereye gideceğimi bildiğim bir gün yaşıyordum. Bir arkadaşımın, arkadaşının abisi olan Muharrem Hoca, burada bir okulda öğretmenlik ve idarecilik görevi yapıyordu. Taksi durağından ayrıldıktan sonra hocayla buluştum. Çay içip tanıştıktan sonra hocanın bir arkadaşıyla konser vereceği kafeye gittik. Aynı zamanda keman çalan Muharrem Hoca, müziğe olan bağını yitirmemek için ara sıra civar kafelerde konserler veriyormuş. Biraz onları dinleyip biraz da kendimce takıldıktan sonra konser bitince eve gittik ve yolda geçen bir gecemi daha böylece bitirdim.

Yine benim epey keyif aldığım kişiler tanıdığım bir gün oldu. Önce Asker Mevlüt Abi, sonra İsa Hoca, Taksici, Zurnacı, Muharrem Hoca. Sadece bir gün içinde tanıdığım insan yelpazesinin bile ne kadar geniş ve güzel olduğunu görebiliyor musunuz?


*Dünyanın her yerinden arkadaşlar bulup ağırlayabileceğiniz veya misafir olabileceğiniz bir internet sitesi.

Yorum Bırak

Lütfen Yorumunuzu Girin
Adınızı Buraya Girin